Öcalan’dan “alıntı” yapmaya devam edin!

Veysi SARISÖZEN yazdı —

  • Bu devrimde ne İngiliz parmağı var, ne feodal beyler var, ne Emevi İslamcılığı var. Ama bu devrimde Şeyh Said’lerin, Seyid Rızaların, on binlerin kanı ve canı var. Öcalan bu tarihi, siz gömmek isterken yaşatmış kişidir.

CHP’li Kemalist ve çakma “TKP”, Şeyh Said’e küfrediyor.

Hizbulkontralı sözde milliyetçi de Atatürk’ü kalaylıyor.

Bunların birbiriyle vuruşmasından Kurdistan’da üç-beş oy kazanmak için Erdoğan yararlanıyor. Emrindeki kayyım-Vali’ye “Şeyh Said’in adını bir bulvara ver de şunların panayır kavgalarını millet seyretsin, biz aradan sıyrılalım” diyor. Vali emri yerine getiriyor. Bir kavga gürültü Türkiye’yi alıyor, ta 1925 yılının hengamesine oturtuyor.

Erdoğan Şeyh Said’in ismini rezil bir erken seçim mezesi yapmış. Ama adamdan “tık” gelmiyor.  Bu oyuna gelmeyeyim diye “bu işi tarihe bırakalım” diyen CHP Genel Başkanı Özgür Özel kendini Cumhuriyet’in Terkoğlularının, Tele 1 konuşmacılarının, daha bilmem kimlerin saldırı tufanı altında buluyor. Fakir “Ben Şeyh Sait’ten yana değilim, Atatürk’ten yana tarafım” diye ona buna mektup yazmak zorunda kalıyor.

Bu alelacayip hadisenin en gülünç yanı, Kemalistlerin “Şeyh Said düşmanlığına” Abdullah Öcalan’ı alet etmeye yeltenmeleri. İnanılmaz ama, ondan alıntılar yapıyorlar. O alıntıların kendilerini doğruladığını gürültüyle dile getiriyorlar. Her şerde bir hayır vardır. Bakalım bu Kemalistler, biz de Önder Öcalan’dan alıntılarla kendimizi doğruladığımız zaman ne yapacaklar?

Neyse. Konumuza bir başka zaviyeden bakalım.

Sen Türksün. O Kürt. Önce bunu bileceksin.

Sen “ezen ulusun” ferdisin. O “ezilen ulusun” ferdi.

Şimdi bu iki ferdin 1925 isyanına ve isyanın mahiyetine bakışı kendiliğinden farklı olacaktır.

Sen Şeyh Said’e küfredeceksin, O da Atatürk’e saydıracak.

Sen “Şeyh Said ingiliz casusu, feodal ve şeriatçı” diyeceksin. O da “Atatürk İngiliz casusu, sarhoş ve din düşmanı” diyecek…

1925’ten ikinizin de ders almadığı aşikar.

Ders nedir?

Sen Şeyh Said ayaklanmasında kendi devletine bakacaksın. Lozan öncesinde Kürt halkına özerklik tanıyıp, Lozan’da “tapuyu” alınca Kürt yok, Türk var, özerlik yok, üniter ulus devlet var demeseydik, ne Şeyh Said ayaklanması olur, ne de onu izleyen ayaklanmalar ve de şimdi yaşanan savaşlar olurdu diyeceksin. Tarihinden böyle ders çıkaracaksın. İsyan edenin hangi dış güçler tarafından desteklendiği, modern burjuva değil de hangi sınıfın temsilcisi olduğu, laik değil de hangi tür bir şeriatçı olduğu seni ilgilendirmeyecek. Sen isyanda ve isyanlarda asıl sebebi esas alacaksın. Alacaksın ki, bugün de yaşanan savaş sona erebilsin. O sebep Kürt milletinin varlığını ve Kürt milletinin kendi kaderini tayin hakkını inkar etmektir. Sevr’de senin milletinin kendi kaderini tayin hakkını çiğnedikleri zaman, “kendi devletine”, yani Osmanlı İmparatorluğu’na isyan etmedin mi? İngiliz Loyd Georg, Lord Curson kafa kafaya verip, bu Kemal Paşa’yı daha fazla zorlamayalım, adam komünist Lenin’e mecbur kalacak demeseydiler, Yunan ordusuna desteği kesmeseydiler, Atatürk belki de Padişah’ın eline düşecek ve hıyanet-i vataniye kanunu mucibince, tıpkı Şeyh Said gibi darağacına çekilecekti. Düşün biraz. Demek ki isyancının kimliği, dini, sınıfı değil, kendi kaderini tayin etmesi asıl mesele. Sen o hakkı kullandın, senin devletin o hakkı Kürt’e tanımadı.

“Ama Öcalan da Şeyh Said’i feodal, İslamcı olarak görüyor, İngilizlerin bu İsyan’dan faydalandığından söz ediyor” filan deme.

Çünkü Öcalan kendi milletinin tarihine bakıyor. O tarihten dersler çıkarıyor. Bütün Kürt isyanlarının yenilgi sebeplerini irdeliyor. O isyanların liderleri onun milletindendir. Atatürk’e baş kaldıran Şeyh Said’i bile eleştirmesinden ders çıkar. Sen, ey Türk oğlu Türk, birgün bile kendi milletinin ve devletinin tarihine, bu devleti kuran Atatürk’e eleştirel gözle bakmamışsın. Öcalan bakıyor. Şeyh Said de, Seyid Rıza da, bütün isyanlarda can veren on binler de onun milletinin evlatlarıdır. Zayıflıklarıyla ve kahramanlıklarıyla Kürt halkının medar-ı iftiharlarıdır. Öcalan kimdir? O kahramanların yolunu, onları eleştire eleştire yeniden çizmiş bir Önder’dir. Onun Kurdistan tarihine yönelttiği eleştirilerden size ekmek çıkmaz. Çünkü o eleştirilerden, şimdi sizin devletinizin karşısında neredeyse yarım asırdır savaşan bir Kürt ulusu ve artık Kurdistan sınırlarını aşıp evrenselleşen Türkiye’yi de kurtaracak olan Apocu “üçüncü yol, konfederalizm” devrimi çıkmıştır. Bu devrimde ne İngiliz parmağı var, ne feodal beyler var, ne Emevi İslamcılığı var. Ama bu devrimde Şeyh Said’lerin, Seyid Rızaların, on binlerin kanı ve canı var. Öcalan bu tarihi siz gömmek isterken yaşatmış kişidir.

İşte böyle. Sen Atatürk dönemine bakacaksın. Kendi tarihinden tıpkı Öcalan gibi ders çıkaracaksın.

Çıkarmazsam ne olur mu diyorsun.

Erdoğan olur, enflasyon olur, işsizlik olur, savaş olur.

Ve sen o savaşta ölen askerinin adını bile öğrenemezsin.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.