Öcalan, Kurdistan, Avrupa için: 17 Şubat

Veysi SARISÖZEN yazdı —

  • Köln eylemi, yok oluş tehlikesine karşı dünyaya Kürt halkının ve dostlarının büyük kuvvetini göstermelidir. Düşmanı caydırmanın bir yolu budur.
  • 17 Şubat eylemi, Türk devletinin AB’ye ve NATO’ya dayanarak Kürt halkına açtığı sömürgeci, soykırımcı ve emperyalist savaşa bir darbe daha indirecektir.
  • Avrupalılarla aynı işyerlerinde çalışan her Kürt 17 Şubat Köln eyleminin Avrupa halkları için ne anlama geldiğini, dili döndüğünce anlatmalı.
  • Kürt halkı ve onun sosyalist dostları 17 Şubat günü Köln’de yalnız ve güçsüz olmadıklarını mitingdeki muazzam kitleyi ve enternasyonalist Avrupalıları görünce anlayacak, kendi gücünün bilincine daha fazla varacaktır.

17 Şubat’ta “Öcalana özgürlük, Kürt sorununa çözüm” hamlesinin en büyük eylemi yapılacak.

Sakın “bu eyleme daha çok uzun zaman var, sen bize başka konularda yazılar yaz” demeyin. Eyleme bir hafta kala Köln’ün önemini hiç kimseye anlatamayız. Eylemi örgütleyenler bize çok önceden gereken bilgileri verdiler. Çalışıyorlar. O halde hepimiz bu çalışmaya bireysel olarak katılalım. Herkes ev ev gezmeli, eylemin önemini anlatmalı. Ben bir nebze anlatmaya çalışacağım.

Gerillanın Aralık ve Ocak ayında gerçekleştirdiği iki büyük devrimci operasyon, Üçüncü Dünya Savaşı’nın tüm bölgeye yayılma tehlikesinin tırmandığı koşullarda Türk devletinin yeni saldırılarını önlemeye dönüktür. Gerillanın ölümü göze aldığı bu aşamada, biz sivillerin kitlesel eylemleri en yüksek düzeye tırmandırmada yapacağımız her “tembellik” kendi halklarımıza ihanet olacaktır. İhanetin ise mazereti olamaz.

Yüzyıldır süren soykırım, savaş bölgeye yayıldığında, bütün bölge devletleri, her biri bir emperyalist merkezin saflarına girdiği zaman Kurdistan bu defa parçalanma değil, yok olma tehlikesiyle yüz yüze gelecektir. Çünkü dört parça Kurdistan şu andaki savaşta rakip bölgesel emperyalist devletlerin tam orta yerindedir. Savaşın merkezi Kurdistan toprakları olacaktır. Köln eylemi, bu yok oluş tehlikesine karşı dünyaya Kürt halkının ve dostlarının büyük kuvvetini göstermelidir. Düşmanı caydırmanın bir yolu budur.

Ama her zaman olduğu gibi, böyle büyük tehlikeler beraberinde özgürlük imkanlarını da büyütür. Dört parçayı sömürgeleştiren dört devlet gerçekte birbirine düşmandır. İran Hewler’i bombalamıştır. Türk Dışişleri Bakanlığı Süleymaniye’ye ve Rojava’ya müdahale etmeye hazırlanmaktadır. ABD İran yanlısı Husiler’e saldırmaktadır. İsrail savaşı Lübnan’a doğru genişletmektedir. Bu durumda tüm bu ülkelerin halkları, bölgenin en güçlü, en bilinçli ve en örgütlü gücü olan HPG gerillasını, tıpkı DAİŞ’in Musul’a girdiği dönemde olduğu gibi, kurtarıcı güç olarak görecektir. Savaş ya tüm halkları mahvedecek ya da halklar PKK’yle ortak cephede bu savaştan zaferle çıkacaktır. Avrupa’da ve dünyada Kürt halkı ve dostları ne kadar büyük bir güçle savaşa karşı seslerini duyurursa bu zafer o kadar yakınlaşacaktır.

Köln eyleminin eşiğinde, tüm bölgede elde edilecek zaferin en büyük gücü, özgürlüğüne kavuşan Öcalan olacaktır. Ve şu sıralar, komplo tarihi boyunca eşine rastlamadığımız bir gelişmeyle karşı karşıyayız: Dünyanın dört yanında kimisinin adını bile duymadığımız ülkelerin insanları “Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” hedefi ve “Jin Jiyan Azadi” sloganı altında harekete geçmiştir. Başkan Öcalan özgürlüğün eşiğinde bizi bekliyor. Avrupa’yı sarsan bir 17 Şubat eylemi, İmralı kapısını parçalayabilir.

Bu eylem yalnız Kürt halkı için değil, Avrupa halkları için de hayati önem taşıyor. Yaşadığımız ülkelerde savaş yanlısı faşist partiler iktidara doğru ilerliyor. Bu partiler Avrupa’da Müslüman halklara karşı tehlikeli bir nefret kampanyası yürütüyor. Bu kampanya Müslüman halklar arasında dinci terör eğilimlerini güçlendiriyor. Daha kötüsü, İsrail’in Filistin halkına karşı yürüttüğü soykırımcı vahşet, DAİŞ ve türevlerine Avrupa’daki Müslüman halkları “rövanşist kanlı eylemlere” yöneltmek için çok tehlikeli bir ortam yaratıyor. Avrupa’nın Hıristiyan ve Müslüman halkları arasında muhtemel kanlı kavgaları provoke etmeye kalkacak terör örgütlerinin karşısına bir tek Müslüman halk olarak Kurdistan halkı çıkacaktır. Bir tek bu halk İslam’ı doğru yaşamakta ve İslam adına emperyalistler adına kan döken DAİŞ ve türevi örgütlere karşı Avrupa insanlarının can ve mal güvenliği bakımından biricik güvenilir güç olarak görülmektedir. 17 Şubat eyleminde bu gücü dosta düşmana göstermek şarttır.

Avrupa halkları için Müslümanları terörist örgütlerin tuzağına düşmekten kurtaracak yegane Müslüman halkın Kürt halkı olduğunu görmenin ciddi sonuçları olacaktır. Bu güvenilir halkın partisi PKK’yi terör örgütleri listesine alanlara karşı tepki büyüyecektir. Bu halkın önderine karşı yapılan uluslararası komplonun İmralı’da devem etmesini destekleyen Avrupalı hükümetlere karşı halkların muhalefeti güçlenecektir.

Avrupalı 17 Şubat eylemindeki kitleye bakacak, bir de içinde Türk casuslarının cirit attığı Türklerin AKP yanlısı kitlelerine bakacak, kimin dost, kimin düşman olduğunu bir kere daha görecek ve dostlarının Köln’deki gücünü gördüğünde bu dostluğa dört elle sarılacaktır.

İşte o zaman Avrupa Birliği’nin Türk devletine verdiği desteğe karşı Avrupa çapında var olan tepki zirve yapacaktır. 17 Şubat eylemi, Türk devletinin AB’ye ve NATO’ya dayanarak Kürt halkına açtığı sömürgeci, soykırımcı ve emperyalist savaşa bir darbe daha indirecektir.

Ve bilelim ki, 17 Şubat’ın gücü, o günden sonra Avrupa kıt’a’sındaki Konfederalist devrimci mücadeleyi yeni bir aşamaya yükseltecektir. Avrupa halklarını Demokratik Ulus içinde birleştirmeye ve onları Avrupa Konfederalizmi yolunda mücadeleye sevk etmeye büyük bir katkıda bulunacaktır.

Avrupalılarla aynı işyerlerinde çalışan her Kürt bu eylemin Avrupa halkları için ne anlama geldiğini, dili döndüğünce anlatmalı. Okullarda, üniversitelerde okuyan Kürt öğrenciler, Avrupalı öğrencilere Müslüman Kürt halkının, diğer Müslüman halkları terörizm tuzağına düşmekten koruyan yegane güç olduğunu, bunun da Avrupa’yı pek yakında sarsacak terör eylemlerinden korumak anlamına geldiğini anlatmalı, onları Köln’e çağırmalıdır.

En önemlisi, Kürt halkı ve onun sosyalist dostları ve özgürlükçü Müslüman kardeşleri 17 Şubat günü Köln’de yalnız ve güçsüz olmadıklarını mitingdeki muazzam kitleyi ve enternasyonalist Avrupalıları görünce anlayacak, kendi gücünün bilincine daha fazla varacaktır. Bu ise, sonraki eylemlere çok daha büyük bir heves ve enerjiyle katılmamızı sağlayacaktır.

O halde “eyleme kadar uzun bir zaman var” demeyelim. Her Kürt ailesinin evi 17 Şubat eyleminin “hazırlık merkezi” olmalıdır. Bulunduğumuz yerlerdeki Dernek’lere gidelim, “ailemize verilecek görevi” öğrenelim, maddi, manevi her türlü yardımı yapalım.

Yolunuz açık olsun sevgili kardeşlerim…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.