• Balkan coğrafyasında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fikirlerinin tartışıldığı bir dizi seminer ve konferans 4 gün sürdü. Akademik çevreden yoğun ilgi gören seminerlerde Özgürlük Mücadelesi devrimsel süreçleri tanımlamada mihenk oldu.
• Organizatörlerinden Arne Zupančič: “Bugün yeni paradigma, Yugoslavya Komünist Birliği'nin nasıl çözeceğini bilmediği temel çelişkiler olan devletçilik, endüstriyalizm, zihniyet ve ataerkilliği tespit etmemize yardımcı olabilir.”
• Zupančič, Slovenya’daki sosyalistlerin Öcalan ideolojisine ilgisi için: “PKK ve Abdullah Öcalan'ın ideolojisi, Reel-sosyalizmin ve onun devletçi çerçevesinin hatalarını ve sorunlarını görmemize yardımcı oluyor. Jineolojî en güçlü yankıyı uyandırdı.”

GÖZDE GÜLER

Slovenya’da Nisan ayında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fikirleri bir konferans ile ilk defa geniş çerçevede tartışıldı. Konferansa öncülük eden Arne Zupančič, “PKK ve Abdullah Öcalan'ın ideolojisi, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Yugoslavya'daki partizan mücadelesini ve devrimi anlamamıza yardımcı oluyor” dedi.

Demokratik Modernite Akademisi tarafından 8-12 Nisan tarihlerinde Slovenya’nın Ljubljana ve Koper şehirlerinde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fikirleri ve Kürt Özgürlük Mücadelesi’nin tartışıldığı konferanslar dizisini fikir kulüpleri ve akademi çevreleri katılarak destekledi. Konferansı Journal for Critique of Science, List of Democratic Students, ŠSD Sociopathy, ŠSD SocioKlub, Center for Political Theory, Independent Coastal Radio gibi kurum ve grupların yoğun ilgisi ile gerçekleşti. Konferans kapsamında düzenlenen 11 toplantıya 300’e yakın kişinin katıldığını söyleyen konferans organizatörlerinden Arne Zupančič özellikle Jineoloji’nin katılımcılar tarafından büyük ilgi gördüğünü belirtti.

Sosyalistler mücadelelerini ortaklaştırdı

Konferansın üç ana fikir etrafında düzenlendiğine işaret eden Arne, “Konferans, Öcalan'ın özgürlük mücadelesine katılmak, Kürt özgürlük hareketinin paradigmasını yaymak ve duyurmak ve hareketin teori ve pratiğini toplumumuzla, coğrafyamızla ve buradaki mücadelelerimizle ilişkilendirmek gibi üç temel hedefle düzenlendi” dedi. Arne, Slovenya’daki sosyalistlerin Öcalan ideolojisine ilgisini ise şöyle izah etti: “1945-1991 arası eski Yugoslavya sosyalizmi, merkezi yönetimden ziyade daha çok komünal çalışmalara ve bireyin kendi iradesi ile yönetilmeye odaklanmıştı. Bugün yeni paradigma, Yugoslavya Komünist Birliği'nin nasıl ele alacağını ve çözeceğini bilmediği temel çelişkiler olarak devletçilik sorununu, endüstriyalizm sorununu, zihniyet sorununu ve ataerkilliği tespit etmemize yardımcı olabilir. Kürt siyasi düşüncesinin buradaki sosyalistler arasında iyi yankı bulmasının nedeni budur.”

 

 

Fikirler çoğu için çok yeniydi

Beş gün süren ve iki farklı şehirde 11 toplantının yapıldığı konferansa 300 yakın kişi katıldı. Konferansa katılanların PKK ve Öcalan’ın fikirlerini nasıl bulduğu ve tepkilerin ne olduğu sorusuna ise Arne şu cevabı verdi: “PKK ve Abdullah Öcalan'ın ideolojisi, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Yugoslavya'daki partizan mücadelesini ve devrimi anlamamıza yardımcı oluyor. Reel-sosyalizmin ve onun devletçi çerçevesinin hatalarını ve sorunlarını görmemize yardımcı oluyor. AFŽ (Anti-faşist Kadınlar Cephesi) adlı bir kadın örgütü ve SKOJ (Yugoslavya Komünist Gençlik Birliği) adlı bir gençlik hareketi vardı ve her ikisi de 1945'teki sosyalist devrimden sonra tasfiye edildi. Ancak genel olarak fikirler katılımcıların çoğu için çok yeniydi. Jineolojî en güçlü yankıyı uyandırdı.”

Üniversite müfredatlarında olmalı

Buna benzer çalışmaların Slovenya’da devam edip etmeyeceği sorusuna ise Arne, “Organizasyon komitesi olarak, Kürt siyasi düşüncesinin üniversitelerin farklı bölümlerinin müfredatına girmesine odaklanmayı önemli buluyoruz. Öcalan'ın özgürlük sosyolojisi önerisi, genel olarak bilime bakışı, Jineolojî, Rojava'nın devrimci pratikleri sadece bir çalışma konusu olarak değil, aynı zamanda toplumumuzu, tarihimizi ve örgütlenmemizi anlamak için somut öneriler olarak da önemlidir” dedi. 

Yayınlarda, Kürt mücadelesi

Slovenya’da akademik düzeyde Kürtlere dair araştırmaları yayınlanmaya başlandığını da hatırlatan Arne: “Journal for the Critique of Science, Imagination, and New Anthropolog, bugün Kürt mücadelesi üzerine Sloven dilinde en çok yayın yapan yayınevidir. Dergi daha çok feminist hareketler, devrimci politikalar, ekoloji, infrapolitik, Küresel Güney'in politik epistemolojileri ve benzeri konulara odaklanıyor. Anja Flach, Ercan Ayboğa ve Michael Knapp'ın 'Revolution in Rojava' çevirisi 2019'da yayımlandı. Dilar Dirik'in Kurdish Women Movement'ı kitabı da Slovenya dilinde çıktı. Journal for Critique of Science adlı derginin geçen yılki sayılarından birinde Öcalan'ın özgürleştiren yaşamı ve farklı yazarların Êzîdî halkına odaklanan, Silvia Federici'yi Öcalan üzerinden okuyan metinleri yer aldı.”

 

* * *

Slovenya halkı ciddiye almıyor

2004’ten beri NATO ülkesi olan Slovenya’da NATO’nun Kürtlerin özgürlük mücadelesi karşısında Türk devletinin yanında yer almasından kaynaklı bir Kürt karşıtlığı oluşmadığını ve temel gerçeklerin bilindiğini söyleyen Arne Zupančič: ”İnsanlar genel olarak Kürt hareketini DAİŞ’e karşı mücadeleyle ilişkilendiriyor. Yaşlı insanlar Öcalan'ı ve kaçırılmasını biliyor, ilericiler ve sosyalistler Rojava'daki devrimi biliyor. Yani bazı temel gerçekleri biliyorlar. Slovenya NATO'nun bir parçası olmasına rağmen, insanlar NATO'ya olumlu bakmıyor, NATO propagandasını kabul etmiyor. Slovenya bugün üye ülkeler arasında NATO'ya en düşük destek yüzdelerinden birine sahip. Dolayısıyla hareket kriminalize edilse ve hatta ‘terörist’ olarak etiketlense bile buradaki insanlar bunu pek dikkate almıyor.”