Kazanan özgürlük felsefesi ve direnişidir

Forum Haberleri —

Kürt direnişi

Kürt direnişi

  • Ne küçük burjuva karamsarlığı ve kötümserliğinin vaaz ettiği gibi halklar tümüyle faşizmin egemenliğine girmiş ne de “yılgınlığın sofrasından” beslenenlerin belirttiği gibi Kurdistan ve Anadolu coğrafyası teslim olmuştur. Kazanan özgürlük felsefesi ve direnişi olmuştur.

SAİT ERGÜL

Bitkiler kendi kökleri üzerinde yeşerir, derler. Bu söz toplumlar için de geçerlidir. Toplumların ruhu vardır. Örgütlerin, yönetim sistemlerinin de öyle. Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’nin kökünde halkların kardeşliği ve özgür birlikteliği zihniyeti yatar, bu ruhla şekillenmiştir. Kurdistan Özgürlük Hareketi, henüz bir avuç üniversiteli gençten ibaret iken Önder Apo, Kurdistan ve Türkiye devrimlerinin birlikte geliştirilmesi gerektiğini savunmuştur. Türkiyeli sol-sosyalist örgütlerden beklediği karşılığı yeterince alamadığı halde bu tutumundan vazgeçmemiştir. Türkiye halklarını temsilen Haki Karer ve Kemal Pir ile birlikte hâlâ da mücadeleye öncülük eden devrimciler, Önder Apo ile yoldaşlık yapmıştır. Ankara’da 73’te Önder Apo’nun ruhu, duruşu, tutumu, felsefesi; Amed zindanında/mahkemelerinde Kemal’lerin direniş felsefesi ve sloganı olmuştur.

50 yılı aşkındır Önder Apo öncülüğünde Kurdistan Özgürlük Hareketi bu felsefeyi savunup yiğitçe mücadelesini sürdürmüştür. Her türlü harici ve dahili saldırı, dayatma ve çarpıtmalara rağmen bu mücadele tavizsiz sürdürülmüştür. Büyük bedeller ödenmiş, acılar yaşanmış olsa da halkların özgür birlikteliğine dayalı özgür yaşam stratejisinden vazgeçilmemiştir. Daha doğru ifadeyle, emperyalist güçler, işbirlikçileri, yerli-milli faşistleri, Kürt hainleri, tekmil iblislerin bütün çabaları; Kürt Özgürlük Hareketi’ne ve Kürt halkına geri adım attıramamıştır. Bakurê Kurdistan ve Türkiye sahasında demokratik siyaset geleneğini sürdüren partilere yapılan “Kürtçülük” dayatmaları da; zamanında PKK’ye yöneltilen "Şengal’de, Dêrazor’da Kürtlerin ne işi var?" söylemleri de aslında aynı-ortak stratejik saldırının farklı dillerde ifadesini bulan söylemleridir. Bu felsefeye karşı duranlar, aslında halklarımızın stratejik zaferlerinin bu felsefede yattığını iyi biliyorlar.

Zaman zaman seçim süreçlerinde kimi pragmatik, dışlayıcı, provokatif söylem ve eylemlere rağmen Kürt halkının öncüleri, deyim yerindeyse hep “büyüklük bizde kalsın” tavrı sergilediler. Kurdistan Özgürlük Hareketi, küçük-dar parti ve örgütler gibi yaklaşmadı. Hiçbir zaman seçimlere bir-iki milletvekili ya da belediye fazladan kazanayım mantığıyla bakmadı. Söylem ve eylemlerini her zaman halkların özgür birlikteliği üzerine oturttu.

İdeolojik-felsefik düzlemde belirlenen ilkesel tutum, aslında politik alanda da kazandıran esas yol ve yöntemlerin ne olduğunu göstermiştir. Dar ilkel milliyetçiliğe tenezzül edilmemiş, sol sekter yaklaşımlara düşülmemiştir. Hal böyle olunca siyaset felsefesi, siyaset kurumlaşmasını doğru rotada şekillendirmiş, halklarımız geleceklerini özgür birlik ve kardeşlik temelinde kurgulayabileceklerini göstermiştir. Bu seçimler bir kez daha bu ilkesel felsefik yaklaşımın ve politik tutumun doğruluğunu kanıtlamıştır. Ne küçük burjuva karamsarlığı ve kötümserliğinin vaaz ettiği gibi halklar tümüyle faşizmin egemenliğine girmiş ne de “yılgınlığın sofrasından” beslenenlerin belirttiği gibi Kurdistan ve Anadolu coğrafyası teslim olmuştur. Kazanan özgürlük felsefesi ve direnişi olmuştur. Şimdiye kadar yeterince başarı elde edilmemişse (faşizm koşullarını da elbette yadsımıyoruz) esas sebebi, öncülük görevlerini yerine getirmesi gerekenlerin rollerini yeterince oynamamasıdır.

Bu toprakların mayasında birlik, kardeşlik, dayanışma ve özgürlük ruhu vardır. 22 yıllık AKP-MHP faşist yönetiminin tahribatına rağmen bu ruh, hâlâ dimdik olduğunu göstermiştir. 2024 baharında gelişen mücadele ve sonuçları bu anlamda; Mahir’lerin, Deniz’lerin, İbo’ların, Mazlum’ların, Kemal’lerin ruhuyla yürüyenler için tünelden çıkışın ışığı olmuştur!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.