9 gazeteciye gözaltı

Gazeteciler gözaltı

Gazeteciler gözaltı

  • İstanbul ve Ankara'da Kürt medyasına yönelik siyasi soykırım operasyonunda 9 gazeteci gözaltına alındı. Gazeteciler hakkında 24 saatlik avukat kısıtlılığı getirildi.

Türk yargısı ve polisi, Kürt gazetecileri hedef alan yeni bir siyasi soykırım operasyonu düzenledi.Hakkında gözaltı kararı çıkarılan gazetecilerden 9'u sabah saatlerinde gözaltına alındı. Operasyona tepki gösterilerek, özgür basınının susturulamayacağı vurgulandı.

Türk devlet güçeri, dün sabah saatlerinde İstanbul, Ankara ve Riha'da evleri basarak, 9 gazeteciyi gözaltına aldı. İstanbul'daki ev baskınlarında Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Esra Solin Dal, Yeni Yaşam Gazetesi çalışanı Enes Sezgin ile Özgür Basın emekçileri Saliha Aras, Yeşim Alıcı, Beste Argat Balcı, Şirin Ermiş ve gazetemize de haber yazan gazeteci Erdoğan Alayumat gözaltına alındı. Ankara'da yapılan ev baskınında MA muhabiri Mehmet Aslan, Riha’da ise MA eski muhabiri Doğan Kaynak gözaltına alındı. İkisi gazeteci, üç kişi hakkında da gözaltı kararı olduğu öğrenildi. Gözaltında olan gazeteciler hakkında 24 saatlik avukat kısıtlılığı getirildi.

Saldırılar yıldıramaz

Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) ve Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), gözaltı ve saldırılara tepki gösterdi. bulması çağrısı yapıldı. MKG tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan ve gerekçesi henüz kamuoyu ile paylaşılmamış olan bu soruşturma kapsamında gerçekleştirilen gözaltılar, basın özgürlüğüne yönelik kabul edilemez bir müdahaledir. Bu gözaltılar, sadece gözaltına alınan gazetecilerin değil, toplumun haber alma özgürlüğüne yapılmış bir saldırıdır. Tüm ilgili makamları, gazetecilere yönelik bu baskıları sona erdirmeye ve basın özgürlüğünü korumaya davet ediyoruz. Gözaltına alınan gazetecilerin derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz”

 DFG tarafından yapılan açıklamada da, Belçika’da yapılan baskınlarda Stêrk TV ve Medya Haber TV'nin haber merkezi stüdyolarına baskın yapıldığı ve materyallerine el konulduğuna dikkat çekildi. Ankara ve İstanbul’da yapılan ev baskınlarda da gazetecilerin gözaltına alındığının altı çizilen açıklamada, “Şunun bilinmesini isteriz ki; savaş politikaları başta olmak üzere demokrasi ve özgürlükleri hedef alan tüm politikaları gazetecilik faaliyetlerimizin kutsal bir gerekliliği olarak teşhir etmeye, toplumu hakikatle buluşturmaya devam edeceğiz. İktidar odaklarına sesleniyoruz; bilin ki bu saldırılar özgür basın emekçilerini yıldıramaz. Artık bu tarz yönelimlerden vazgeçin. Bu nedenle gözaltına alınan meslektaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz” denildi.

İnatla haber yapacaklar

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Basın Yayın Matbaa Çalışanları Sendikası (Basın-İş) Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu, Kürt gazetecilere yönelik operasyonların ifade özgürlüğünün kısıtlanması olduğunu kaydetti. Dedeoğlu, “Gözaltılar, gazetecilerin korku içinde çalışmasına yol açar ve onlar üzerinde bir baskı aracıdır aynı zamanda. Bu da toplumun bilgi edinme hakkını kısıtlar. Bu baskıların sona erdirilmesi için uluslararası toplumun, insan hakları örgütlerinin, sivil toplum örgütlerinin ve özellikle gazetecilik örgütlerinin baskı yapması önem taşımaktadır. Mesleğimize ve meslektaşlarımıza yapılan bu baskıları şiddetle kınıyoruz. Biliyoruz ki; binlerce Kürt gazeteci, süren kesintisiz saldırılara, engellemelere, iktidarların asimilasyon politikalarına rağmen gerçeğin peşinde koşmaya inatla haber yapmaya devam ediyor ve edecek” dedi.

MLSA: Sindirme operasyonudur

MLSA Eşdirektörü Veysel Ok, Kürt medyasının yıllardır yargının hedefinde olduğunu belirterek, gazeteciliğe ve Kürt gazetecilere yönelik öfkenin son bulması gerektiğini vurguladı. Ok, şunları söyledi: “Kürt meselesiyle ilgili haberlerin yaygınlaşması, Kürt gazetecilerin hak ihlallerini görünür kılması, Kürtlere yönelik hak ihlallerinin görünür olması iktidar sahiplerini rahatsız ediyor. Bu operasyonun sebebini de Kürt gazetecilerin mesleki faaliyetlerine dönük bir sindirme operasyonu olarak algılayabiliriz. Bunlar tamamen Kürtlerle ilgili haber alma hakkını engellemeye yönelik bir operasyondur. Kürt gazetecilerle olan dayanışmamızı ve bağımızı güçlendirmeye devam edeceğiz.”

TGS: Gazetecileri bırakın

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş ise gazetecilere yönelik operasyonları kabul etmediklerini belirterek, “Bu operasyonlarla gazetecilerin ve gazetecilik mesleğinin kriminalize edilmesi bulmuyoruz. Gazetecilerin hangi suçtan dolayı gözaltına alındığını dahi bilmiyoruz çünkü gizlilik kararı ve avukat görüş yasağı getirildi. Bu durumlar bir şaibe yaratıyor. Gazetecileri günlerce gözaltında tutup bir açıklama dahi yapmıyorlar. Gazetecilerle ilgili kamuoyuna bir açıklama yapılması ve serbest bırakılmalarını talep ediyoruz” şeklinde konuştu.

Diğer tepkiler

Hukuk örgütleri, siyasi partiler, milletvekilleri, sivil toplum örgütleri ve gazeteciler de “Özgür basın susturulamaz” mesajı verdi. 

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD): Gazetecilik suç değildir! Basın özgürlüğü ve halkın haber alma hakkına saldırı niteliğindeki bu operasyonlara son verilmeli, gazeteciler derhal serbest bırakılmalı, stüdyoların haber yapmasının önündeki engeller kaldırılmalıdır.

DBP Merkez Yürütme Kurulu (MYK): AKP-MHP iktidarının sınır ötesi operasyonlarla insanlığa karşı işlenen suçları, seçim dönemindeki usulsüzlükleri, yolsuzlukları, özel savaş politikalarını, ekolojik yıkımı halka duyurmak için durmaksızın çalışan özgür basın geleneği; geçmişte bombalanan binalarına rağmen ertesi gün nasıl gazetesini çıkarmaya devam ettiyse bugünde yayınlarına ve haberlerine devam ederek hakikat mücadelesindeki kararlılığını ortaya koymaktadır. Belçika hükümetinin Türkiye ile ortaya koyduğu bu ortaklık tarihte yalnızca bir not olarak yerini alacakken, Kürt basın geleneğinin direnişi tarih yazmaktaya devam edecektir. Nihayetinde demokrasiyi, özgürlükleri ve hakikati hedef alan tüm saldırılar yenilmeye mahkumdur.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti): Yıllardır Kürt basınına yönelik yapılan her saldırı ve operasyon, Kürt halkına yönelik daha büyük ve kapsamlı saldırı hazırlıklarının göstergesi olmuştur. Kürt halkının sesi olan basını susturma çabalarının, daha sonra yapılacak saldırıları görünmez kılma amacında olduğu defalarca kanıtlanmıştır. 21 Aralık 2011’de Kürt basınına yönelik yapılan tarihin en kapsamlı gözaltı ve tutuklama operasyonundan sadece 7 gün sonra savaş uçaklarıyla Roboski Katliamı gerçekleştirilmişti. AKP-MHP iktidarının Kürt halkına yönelik kapsamlı saldırı planları yaptığı, Erdoğan’ın yıllar sonra Irak hükümetiyle bunun pazarlığını yürüttüğü böylesi bir dönemde Kürt basınına içeride ve dışarıda bu operasyonların yapılmış olması da boşuna değildir. Ne yazık ki bölgesel ve uluslararası güçler bu saldırı planlarının bir parçası haline getirilmek isteniyor. Hazırlığını yaptığınız yeni saldırı ve katliam politikaları ve Kürt basınını susturma çabalarınız Türkiye’ye kaybettirmek dışında bir işe yaramayacaktır. Bu saldırı ve imha aklından vazgeçin. Türkiye’nin yeni bir maceraya, çözümsüzlüğe, krize ve kaosa sürüklenmesini istemeyen herkesi de bu saldırılara karşı duyarlı olmaya çağırıyoruz.

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP): Özgür basına dönük bu saldırılar; faşist şeflik rejiminin Kürt halkımıza dönük topyekun savaş siyasetinin bir parçasıdır. İşgale, sömürgeciliğe, özel savaş politikalarına karşı hakikati haykıran özgür basın geleneği onurumuzdur. Kürt halkımızın gözü, kulağı, sesi olan haber kanallarını kapatmaya gücünüz yetmez. İSTANBUL

 

* * *

Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ve MLSA Eşdirektörü Av. Veysel Ok

MLSA Eşdirektörü, Steinmeier ile görüştü

Türkiye ziyareti kapsamında İstanbul'da bulunan Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier aralarında Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) Eşdirektörü Av. Veysel Ok’un da bulunduğu sivil toplum temsilcileri ile bir araya geldi. 

Toplantı sırasında Türkiye’de ifade özgürlüğü, demokrasi, hukukun üstünlüğü konularında görüşlerini Cumhurbaşkanı Steinmeier ve beraberindeki heyet ile paylaşan Ok, aşınan yargı bağımsızlığının ifade özgürlüğü önündeki en önemli engellerden biri olmaya devam ettiğini belirtti. 

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu avukatlarından İpek Bozkurt ve Anadolu Kültür Direktörü Asena Günal'ın da katıldığı görüşmede ayrıca AİHM kararlarının uygulanmaması da ele alındı.

Türkiye-Almanya diplomatik ilişkilerinin 100. yılı nedeniyle Türkiye’yi ziyaret eden Steinmeier ziyareti sırasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile bir araya geldi. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.