Filistin’e özgürlük Kürtlere ölüm!

Forum Haberleri —

Filistin/foto: AFP

Filistin/foto: AFP

  • İslami hassasiyeti olduğunu söyleyenler zaman zaman Filistin için protestolar ve açıklamalar yaptılar. Genelde de Filistin’in bir devlet olarak tanınmasını savunuyorlar. Ama 1990’larda Kürtlerin dört bine yakın köyü yakıldı, boşaltıldı. Kürtlerin ana dilleriyle okumaları gibi en doğal hakları bile tanınmadı. Son iki seçimde HDP’nin kazandığı bütün belediyeler gasp edildi. Hapishaneler Kürtlerle dolu vb...

ZEKİ AKIL

AKP-MHP hükümeti savaş hazırlıklarını sürdürüyor. Seçimde kaybetmeleri ve Türkiye’nin içine girdiği çıkmaz, çoklu kriz onları bundan alıkoymuyor. Savaş ve Kürt düşmanlığı bütün bu sorunların kaynağı. Ancak onlar için bütün sorunların çözüm kapısı olarak görülüyor. Nasıl gördükleri de çok önemli değil ama Türkiye halklarına lanse ettikleri gerçek bu. Yıllardır bunu halka pompalıyorlar. Barış, demokrasi kavramlarını akıllardan ve dilden çıkarmaya çalıştılar.

Basına çöreklenmiş özel savaş elemanları Türkiye halklarına karşı aralıksız bir operasyon yapıyorlar. Kürt sorunu, demokrasi ve hukuk gibi konular tartışılamıyor. Bu baskı ve ideolojik saldırılar altında muhalefet de etkisiz hale getirilmiş. Muhalefet olduğunu söyleyenlerin de ideolojik olarak çok farklı bir yerde durmadıkları söylenebilir. Bunun da tabii ki, büyük bir etkisi var. Zaten öyle olmasaydı şimdiye kadar Erdoğan ve Bahçeli faşist yönetimi çoktan silinip gitmişti. Muhalefet yakınıyor, kısmi eleştiriler yapıyor. Özellikle ekonomik durumun kötü olduğunu vurguluyorlar. Ama ekonominin savaşla bağlantısını atlıyorlar. Onlara göre de Kürtlerle savaş, "Tek devlet, tek millet’’ stratejisi devletin politikası. Yani ülkenin en büyük sorunu "Partiler ve siyaset üstü’’ kabul ediliyor. Bu durumda muhalefet iktidarın belirlediği sınırlar içinde ancak muhalefet yapabiliyor.

Politika yapma alanı Erdoğan ve Bahçeli tarafından belirlendiği için muhalefet halka güven veremiyor. Çıkış yapamıyor. Uluslararası güçlere de alternatif olduklarını gösteremiyorlar. Öyle olunca hükümet rahat davranıyor ve devletin gücünü kullanarak, yalan, dolan, hile ve baskılarla seçimleri çalmaya devam ediyorlar. 31 Mart seçimleri gösterdi ki, AKP ve MHP o kadar güçlü değil. Halkla ilişkileri sağlam değil. Urfa AKP’nin kalesi diye propaganda ediliyordu. Daha önce AKP’den aday gösterilmeyen A. Fakıbaba bağımsız aday olarak belediye seçimini kazandı. Şimdi de Kasım Gülpınar AKP’den ayrılıp YRP’den aday olunca Urfa’yı AKP’den aldı. Söylediğimiz gibi AKP çıkar gruplarının bir koalisyonudur. AKP’nin kadrosu ve ideolojik doğrultusu yoktur. Türkiye tarihinin en aç gözlü, en maddiyatçı ve vurguncu, talancı iktidarı AKP oldu.

Türkiye tarihinde hiçbir zaman tarikatlar ve dini hizmet verdiğini söyleyenler bu kadar maddiyata boğulmamıştı. Tarikatların çoğu holding sahibi oldu. Bu da onları iktidarın payandası haline getirdi. Kültürel ve inançsal alandan daha fazla siyasi alana kaydılar. Maddiyata ve iktidara bu kadar bulaşanlar nasıl inançları ve vicdanlarıyla hareket edecekler? Eğer politika yapmaları ve örgütlenmeleri normalse o zaman neden F. Gülen ve hareketine bu kadar saldırılar yapıldı, kötülendi?  F. Gülen politika yaptığı ve devlette örgütlendiği için AKP tarafından dışlanmadı, kötülenmedi. Devletin içine bu kadar yerleşmelerine Erdoğan’ın kendisi yol verdi. Ne zamanki AKP ile iktidar kavgasına girdiler o zaman hedef oldular.

Ergenekoncular, ırkçı ve faşist çevreler Erdoğan’ın etrafında birleştiler. Ve Türkiye’de savaşın borusunu çaldılar. HPD, demokratik çevreler ve sol partiler hariç açıktan savaşa karşı tutum alanlar olmadı. İslam’ı barış dini olarak anlatan tarikatlar vb. çevreler Kürtlere karşı yürütülen savaşa karşı sessiz kaldılar. Önemli bir kısmı da açıktan savaştan yana ve Kürt düşmanlarının safında yer aldı. İslami hassasiyeti olduğunu söyleyenler zaman zaman Filistin için protestolar ve açıklamalar yaptılar. Genelde de Filistin’in bir devlet olarak tanınmasını savunuyorlar. Ama 1990’larda Kürtlerin dört bine yakın köyü yakıldı, boşaltıldı. Kürtlerin ana dilleriyle okumaları gibi en doğal hakları bile tanınmadı. Son iki seçimde HDP’nin kazandığı bütün belediyeler gasp edildi. Hapishaneler Kürtlerle dolu vb. vb.

Türk ordusu sınırlar içinde Kürtlere yaptıklarıyla yetinmedi düşmanlığı ve yıkımı sınır dışına da taşıdı. Efrîn’in başına getirilenler asla unutulmayacak! Efrînliler Türk devletine karşı ne yapmışlardı ki, topraklarından sürüldüler? Mal varlıklarına el kondu ve etnik temizliğe tabi tutuldular. Kürtlerin yerine başka güçler getirilip topraklarına yerleştirildi. Kürt halkı bunu unutur mu? Bu dine ve kardeşliğe, bir arada yaşama isteğine uyar mı? Dini inancı ve vicdanı olanlar bu zulme karşı çıkmak zorunda. Ancak Türkiye’deki tarikatlar ve AKP etrafında kümelenen çıkar grupları bütün bu kötülüklere ortak oldular.

Aylardır AKP ve MHP iktidarı Irak ve bölgedeki devletlerle, ABD ve NATO çevreleriyle Güney Kurdistan’a ve Rojava’ya saldırmak için görüşmeler yapıyor. Operasyon için düğmeye basıldı, basılacak diye kamuoyu hazırlanıyor. ‘"Büyük operasyon, PKK’yi bitirme harekatı’’ başlayacak diye psikolojik savaş almış başını gidiyor. Türk ırkçılarını, milliyetçi geçinenleri, devleti kutsallaştıranları anladık da dini hizmet yaptığını, inanç sahibi olduklarını söyleyenler ne yapıyor? Bu savaş çığırtkanlığına ve yitirilecek canlara, halklara çıkarılacak faturaya dikkat çekenler ve barışı vaaz edenler var mı? Varlar mı, bilmiyoruz, seslerini hiç duymadık. Daha önceleri olduğu gibi yine faşist iktidarın ve devletin emrinde olmaya devam edecek gibi görünüyorlar!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.