Tanrıçalıktan tanrılığa Kürtler’in serüveni

• Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın kadın tarihi üzerine yaptığı değerlendirmelerden yola çıkarak “Tanrıçalıktan tanrılığa Kürtler” kitabını yazan Fatma İzol, yazım sürecinde ‘Devasa bir kadın ve dinler tarihiyle karşılaştığını’ söyledi.

Kadın tarihine dair yazılı eserlere yazar Fatma İzol de bir yenisini ekledi. Uzun süredir üzerinde çalıştığı eseri “Tanrıçalıktan tanrılığa Kürtler”i yazmaya, insanlık tarihinin en eski yerleşim yeri olan Göbeklitepe’yi araştırarak başlayan İzol’un kitabı Aram Yayınevi’nden çıktı. Toplam 523 sayfadan oluşan kitapta yazar “Göbeklitepe”, “Mitraizm”, “Ezdailik”, “Deq”, “Hitit Kürt İmparatorluğu”, “Amazon Kürt kadınları” başlıkları altında kadınların tarihteki yerini irdeliyor.

Fatma İzol’u bu yolda cesaretlendiren ise Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, kitabını yazma serüvenini Jinnews’ten Gülistan Gülmüş’e anlattı: “Yaptığım akademik araştırmaları Sayın Abdullah Öcalan’la paylaşmıştım. Araştırmaları kendisine bir mektup ile göndermiştim. Çok olumlu, sevgi dolu yanıtları olmuştu. Dolayısıyla yapmış olduğum araştırmalarda doğru yolda olduğumu fark ettim. Kadın tarih araştırması yapmak istedim. Amacım bir bütün olarak dünya kadınları adına bir tarih araştırmacılığı yapmaktı. Bunu yaparken kadınların dinler tarihi oluşturduğunu keşfettim.”

 

 

Devasa kadın tarihini gördüm

 “Devasa bir kadın ve dinler tarihi ile karşı karşıya kaldım” diyen İzol, Aryenik halkı üzerine yaptığı araştırmalardan sonra kadının tarihsel sürecini bulmak için yönünü Göbeklitepe’ye verdi.

Kadın kozmosu doğurdu

“Tanrıça heykellerinin, kıyafetlerinin bugün Kürt kadınların giydiği olduğu kiras xeftanla aynı şeyler olduğunu gördüm. Göbeklitepe’yi çevreleyen 12 tane stel var ve 12 tane stelin orta merkezinde 2 büyük stel var. Arkeolog bu stellerden birinin erkek birinin kadın olma ihtimalinden söz ediyor. Arkeologlar bu mekânın, bir erkek mekânı olduğunu düşünüyorlar. Ancak Göbeklitepe’nin merkezinde kadının olduğunu düşünüyorum. Burada erginleşen erkeklerin varlığını görmekle birlikte bu erkeklerin ölümü temsil ettiği, bir kazıda bulunan bir kadının ise doğum yaptığını görüyoruz. Arkeologlar ve tarih araştırmacıları, bu kadının ters yani ölü doğum yaptığını söylüyor. Ancak kadın bir insan doğurmuyor, kozmosu doğuruyor. Kafası kesik olan erkek ise ölümü temsil ediyor.” AMED