Susturamazsınız, buradayız

Yurt Dışı Haberleri —

Kürt televizyonlarına polis baskını

Kürt televizyonlarına polis baskını

  • Belçika’daki Kürt basın kuruluşları Medya Haber ve Stêrk TV stüdyolarına, Fransa’nın talebi ile gece yarısı baskın düzenlendi. Kapıların kırıldığı, kabloların kesildiği, reji ve uplink’in zarar gördüğü baskın için prodüksiyon şirketi ile basın emekçileri “korsanvari”dir dedi.
  • Stêrk N.V, Roj N.V. ve Hivron N.V şirketlerinin prodüksiyon platosu olarak da kullandığı binanın önünde açıklama yapan her iki televizyonun yetilileri: “Bu saldırı Kürt halkının haber alma özgürlüğüne yapılmıştır. Bizi susturmaya yeltenen faşist odaklara şu mesajı veriyoruz; Biz buradayız.”

EREM KANSOY / DENDERLEEUW

Kürt televizyon kanallarının Denderleeuw kentindeki binaları 200’ü aşkın polis tarafından dün gece yarısı (23 Nisan) saat 01.30 civarında korsanvari biçimde basıldı. Baskına dair herhangi bir gerekçe gösterilmezken, gece boyunca televizyon yetkilileri ve emekçilerinin binaya girişine izin verilmedi. Kapılar balyozlarla kırıldı, bilgisayarlar başta olmak üzere yayın araçları ve materyaller tahrip edildi. Tavan aralarına kadar arama yapan polisler, binayı talan etti. Kütüphane dahi basıldı ve kitaplara el konuldu. 

 

 

Fransa’nın talebiyle gerçekleşti

Belçika’nın Het Laatste Nieuws (HLN) gazetesi Denderleeuw’da bulunan Kürt basın kurumlarına yönelik gece yarısı yapılan polis baskınını, “200'den fazla polis ve hatta tazyikli su” üst başlığı ile duyurudu. Gazete Savcılık açıklamasına dayandırdığı haberinde, pazartesiyi salıya bağlayan gece saat 1:30’da başlayan ve sabah 05:30’a kadar süren polis baskınının başka bir Avrupa ülkesinin talebi üzerine gerçekleştiğini duyurdu. HLN haberinde, “Denderleeuw'daki iki Kürt medya kuruluşunda aramalar gerçekleştirildi. Federal savcılığa göre bu, terörizmin finansmanı konusunda soruşturma yürüten başka bir Avrupa ülkesinin talebi üzerine gerçekleşti” denildi.

Sterk TV ve Medya News'in stüdyolarının hedef alındığını ve bunun normal uygulamaların dışına çıkılarak yapıldığını hatırlatan HLN 4 saat arama yapıldığını okuyucularına duyurdu. Belçika'da arama emirlerinin bir rutin uygulama olarak sabah saat 5 ile akşam 9 arasında yapıldığını hatırlatan gazete, “Terörizm bağlamında yapılan aramalar istisnadır” alt bilgisini geçti.

De Standaard gazetesi de Belçika Federal savcılığına dayandırdığı haberinde, “Savcılığa göre aramalar, Kürdistan İşçi Partisi'nin (PKK) finansmanına ilişkin soruşturma yürüten Fransız Ulusal Terörle Mücadele Savcılığı’nın (PNAT) talebi üzerine yapıldı. Ülkemiz de operasyona katılıyor. Fransa ve Avrupa Birliği açısından PKK bir terör örgütüdür. Belçika'da PKK terör listesinde değil” dedi.

Kenti ablukaya aldılar

Uplink odasının kapısını kırarak içeri giren Belçika polisi, içerideki aletleri de tahrip etti. Güvenlikteki görevlileri kelepçeleyerek yere yatıran polisler, şiddet uyguladı. Dört saate yakın binada kalan polisler, el koydukları malzemelerle birlikte stüdyodan ayrıldı. Baskın esnasında stüdyoların bulunduğu tüm kent, polislerce abluka altına alındı. Baskına 200'den fazla polis katılırken, kar maskeli ve sivil polisler de yer aldı.

 

 

Televizyon önünde protesto

Televizyonlara baskın Kürt kurum ve şahsiyetleri tarafından tepkiyle karşılanırken çok sayıda kişi baskın haberini alır almaz televizyon binasının önüne akın etti. Kürt televizyon kanallarına baskınlar televizyon kanalına ait binalar önünde yapılan açıklamayla protesto edildi. Stêrk TV adına Ramazan Ölçen, Medya Haber adına Heval Aslan açıklamayı okudu. Açıklamayı Kürtçe'nin Soranî lehçesinde ise medya emekçisi Hindirîn, İngilizce olarak ise Erem Kansoy okudu.

Korsanvari baskın

Yapılan açıklamada “Belçika’nın Denderleeuw kentinde bulunan Stêrk N.V, Roj N.V. ve Hivron N.V şirketlerinin faaliyet gösterdiği binalara 23 Haziran saat 01.30 sıralarında baskın düzenlenmiştir. Baskın, Belçika Federal Polisi tarafından yapılmış ve öncesinde avukatlarımız ile şirket yetkililerimize herhangi bir bilgi verilmemiştir. Gecenin geç saatlerinde kimsenin binada olmadığı esnada ofislerimizin kapıları kırılarak korsanvari bir şekilde içeri girilmiş, bilgisayarlar başta olmak üzere yayın araçlar-gerekçelerimiz ve basın materyallerimiz tahrip edilmiştir” denildi.

 

 

Organize bir saldırı

Avrupa’nın ortasında yapılan bu hukuk-dışı, anti-demokratik korsan saldırıyı kınadıklarını belirten televizyon yetkilileri “Bu durum herhangi bir hukuki girişim veya teftiş değil, Kürt halkının sesi olan özgür medya kurumlarımıza yönelik bir saldırıdır. Zaten aynı saatlerde Türk polisinin Türkiye’deki Kürt gazetecilerin evlerine baskın düzenlemesi de bu organizeli saldırının bir devamıdır. Ayrıca saldırının Kürt medyasının 126. yıldönümüne denk getirilmesi de manidardır” ifadelerini kullandı.  

Özgür basın hedef

Belçika polisi, Mart 2010’da aynı stüdyolara baskın düzenlemiş ve tüm bilgisayar ve hard disklere el koymuştu. Yapılan inceleme ve açılan davalar sonuçsuz kalmış ve şirketler herhangi bir yaptırıma tabii tutulmamıştı. Bunu hatırlatarak baskın yapılan şirketlerin Belçika yasalarına göre faaliyet ettiğini ve birer ticari kuruluş olarak şimdiye kadar herhangi bir yaptırımla karşılaşmadığını belirten televizyon yetkilileri, “Bu saldırı özgür Kürt medyasına ve Kürt halkının haber alma özgürlüğüne yapılmıştır” dedi.

 

 

Avukatlar girişimde bulunacak

Polisin avukat ve şirket yetkilileri olmadan baskın düzenlenmesinin “komplo” olduğunun altını çizen Medya ve Stêrk Tv yetkilileri, “Polisin hukuki tutanak olmadan ofislerimizde yaptığı ‘aramalar’ bizim nazarımızda suçtur, hukukun ihlalidir. Bizler; özgür basın emekçileri olarak bu tür saldırıların herhangi bir hukuki durumla izah edilmeyeceğini biliyoruz. Ancak hukuki haklarımızı sonuna kadar kullanacağız. Avukatlarımız bu korsan saldırıya karşı derhal girişimlere başlayacaklardır” açıklamasında bulundu.

Bizi yolumuzdan alıkoyamazsınız

Şimdiye kadar yüzlerce defa Kürt medyasının Türk devleti ve uluslararası müttefikleri tarafından saldırıya uğradığını hatırlatan Kürt televizyon yetkileri, bu baskının da sonuç alamayacağını belirterek şu mesajı verdi: “Bizler, yani özgür basın medya emekçileri, her koşulda ve her türlü baskıya rağmen mesleğimizi icra etmeye devam ettik ve edeceğiz. Şunu herkes bilmeli ki, bu tür korsan baskınlar, tutuklamalar,  engellemeler bizi yolumuzdan alıkoyamaz. Kürt medyasının emekçileri, halkımızın sesi soluğu olmaya devam edeceğiz. Hiçbir güç bu sesi susturamayacaktır.

 

 

Gerçeğin peşinde olmaya devam edeceğiz

Halkımız, dostlarımız ve bizi susturmaya yeltenen faşist odaklara şu mesajı veriyoruz; biz buradayız. Biz halkımıza haber vermeyi, dilimizi ve kültürümüzü yaygınlaştırmaktan kendimizi sorumlu görüyoruz. Bu görev bizim için kutsaldır ve hayatımızdan da daha değerlidir. Halkımız, dostlarımız ve bizi susturmaya yeltenen faşist odaklara şu mesajı veriyoruz; biz buradayız. Kurdistan gazetecileri Türk devletinin köy, orman, yakmalarını, çocukları kadınları katletmelerini, onları helikopterden atmalarını haberleştirdi. Yine DAİŞ’in vahşetini dünyaya duyuran, bu vahşeti duyurmak için yaşamını yitirenler özgür basının fedai emekçileriydi. Dünya bunu biliyor. Bizler iyiliğin, doğruluğun ve gerçeğin peşinde olmaya devam edeceğiz.”  

 

* * *

Hangi kirli pazarlığın sonucu?

Bu baskının Türkiye-Belçika arasındaki kirli ilişkilerin sonucu olduğunun altı çizen televizyon yetkilileri Belçika hükümetine şöyle seslendi: “Bu saldırının faşist Erdoğan rejimiyle girişilen kirli ilişkiler sonucu gerçekleştiğine şüphemiz yoktur. Burada Belçika hükümetine şu çağrıyı yapıyoruz; faşist Erdoğan rejimiyle ne tür kirli pazarlıklar sonucu Kürt medyasına saldırı düzenliyorsunuz? Bunu Kürtlere, Belçika ve dünya kamuoyuna izah etmek durumundasınız. Eğer Erdoğan rejimiyle kirli bir pazarlık yapmadıysanız o zaman stüdyolarımıza neden böyle korsanvari saldırı düzenliyorsunuz?”

Stüdyolarımız herkese açık

Belçika medyası, sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerine ise şu çağrıyı yapıldı: “Bizler burada basın yayın faaliyeti yapıyoruz. Çalışmalarımız alenidir, stüdyo kapılarımız herkese açıktır. Polis başta olmak üzere herkes istediği zaman stüdyo ve ofislerimize gelebilir ve buradaki faaliyetlerimizi takip edebilir. Burada gizli-saklı herhangi bir durum söz konusu değildir.”

 

* * *

Uluslararası planın parçası

Baskın ardından Stêrk ve Medya Haber Tv Danışma Kurulu tarafından yapılan açıklamada da baskının siyasi arka planına şu sözlerle dikkat çekildi: “Son dönemde Türk devletinin Kürt soykırımına ilişkin oluşturduğu konsept hayata geçirilmeye çalışılıyor. Türkiye ABD, Türkiye ile Irak ve İran ziyaretleri, yine KDP ile yapılan antlaşmalar, tüm bunlara bağlı olarak Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Irak ve Barzanileri ziyaret etmesi, bu soykırım konseptinin hayata geçirilmesine dönük son girişimlerdir. Metîna'ya dönük yapılan işgal saldırısı ise bu soykırımın askeri boyutunu oluşturmaktadır. Bu konseptin uluslararası bir saldırı konsepti olduğu kesindir. Medya Haber ve Stêrk TV stüdyolarına yapılan baskın bunun en somut kanıtıdır. Televizyonlarımız şu an yüzlerce polis tarafından işgal edilmiştir."

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.