Nerden baksan tutarsızlık...

Aykan SEVER yazdı —

  • Bir çok ülkede iktidarlar hızla kontra rejimlere dönüşüyor. Kapitalist dünyanın dönmesinde önemli bir rıza aracı olan seçimler giderek fazlasıyla parodileşiyor.

Bir çoğunuzu sıkacağının farkındayım ancak tekrar etmek zorundayım zira dünyanın hali her geçen gün daha kötüye gidiyor.

Gezegenimiz iklim krizinin yarattığı artan felaketlerle aralıksız sınanıyor. Ormanlar yanıyor, çölleşme artıyor, kimi yerlerde kuraklık kimi yerlerde seller, kar, fırtına, volkanlar, depremler canlı hayatı her geçen gün daha fazla tehdit ediyor. Bütün bunlara karşı önlem alması gereken politikacılarsa olanlarla adeta dalga geçercesine bizzat yeni felaketlerin doğrudan örgütleyicisine dönüşüyor.

Mesela Arjantin Patagonya'sında yaklaşık üç haftadır orman yangınları sürüyor. Küresel ısınmaya inanmayan, muhtemelen yangının Buenos Aires'e ulaşıp kendisinin bir tarafını tutuşturmayacağını varsayan faşist Başkan Milei arada para aramak için İsrail'e gitti. Burada sergilediği palyaçoluklarla borç para bulabileceğini düşündü ancak yetmemiş olsa gerek Mesih'in yeryüzüne gelmesi için Mescidi Aksa'nın yıkılması gibi başka yangınları körüklemesi potansiyeli yüksek bir çağrıda bulundu. Nerden baksan ahmakça...

Çağdaş kapitalizmin billurlaşmış halini temsil ediyor  diyebileceğimiz ABD'ye baktığımızda ise durumun aslında ne kadar vahim olduğu bariz gözüküyor. Bir tarafta hafıza sorunları yaşadığı Amerikan kurumlarınca belgelenmiş, her gün yeni potlar kıran yaşı bir hayli ilerlemiş(81), Amerikalılar’ın yüzde 86’sına göre Başkan olmak için çok yaşlı, savaş kundakçılığı ve silah tüccarlığı yapan (2023'te ABD'nin silah satış oranları bir önceki yıla göre yüzde 56 arttı, 238 milyar doları buldu). Biden’ın karşısında ise başta Filistinlilerin katledilmesi olmak üzere her yaptığını az bulan, ABD'den yeterince silah almayan NATO üyelerine karşı Rusya'yı bu ülkelere saldırmaya teşvik edeceğini söyleyen ırkçı-göçmen düşmanı Trump.

Dünyamız her geçen gün daha fazla ısınıyor. Dünyada 2023 kayıtlardaki en sıcak yıl oldu. Küresel ortalama ısınma sanayi öncesi dönem ortalamasının 1,48 derece üzerine çıktı. Kapitalizmin doğanın yağması gibi önemli güncel dinamiklerinin yanı sıra 3. Dünya Savaşı'nın çok yönlü olarak yarattığı olumsuzluklar bu süreci besliyor. 

Yerküre acil olarak BARIŞ'a ihtiyaç duyuyor. Egemen politikacılarsa bunun tam aksi yönde ve kendi günlerini  kurtarmaya dönük politikalara saplanıp kalmışlar. Bir çok ülkede iktidarlar hızla kontra rejimlere dönüşüyor. Kapitalist dünyanın dönmesinde önemli bir rıza aracı olan seçimler giderek fazlasıyla parodileşiyor. İsteyen El Salvador, Azerbaycan ve Pakistan'da yaşanan güncel örneklere bakabilir. ABD'deki seçimlerin de bu kapsam dışında olması beklenemez.

BARIŞ kesinlikle mevcutla uzlaşmak olmadığı gibi egemen politik akılla tokalaşmak da değil. Barış politikası özünde herhangi bir sınır olmaksızın savaşın ve kapitalizmin köleleştirdiği insanları dönüştürmeyi-değiştirmeyi, özgürleştirmeyi ön görmeli. Bunun için uluslararası dayanışma, adalet ve eşitliği esasa alan politikalara yaslanmalıyız. En önemlisi ise mücadelenin bugününü ve geleceğini içinde var edebileceği inanılır bir ütopyayı şekillendirmemiz.

Dünyanın genelinde maalesef yukarıda söylediğim çerçevede ciddiye alınır düzeyde bir isyan henüz gelişmiş değil. Bunun birçok nedeni var. Türkiye örneğine bakarsak tutarsızlık içinde yuvarlanan güya muhalif topluluklar görüyoruz. Başka-ortaklaşa-devletin köküne kibrit suyu ekmiş bir dünya yaratmak hayalinin yanından dahi geçmeyen, günlük-yerel siyaset içinde boğulmuş, ideolojik bağımsızlığı olmayan bu politik çevreler düzenin siyasetine şöyle ya da böyle eklemlenmekten kaçınamıyor. Yaptıklarıyla sözleri arasında uyum olmayan zihniyetlerin, elbette geniş kitleleri etkilemesi de beklenemez. 70'lerin ideolojik-politik birikim ve direncinden eser barındırmayan bu kesimler çeşitli kereler duvara toslamalarına rağmen düzenin inisiyatifi dahilinde hareket ettiklerini dahi fark etmez tarzda davranmakta. Fakat bu başlıkta bile artık samimi olduklarını düşünmek için bir neden yok.

Türkiye solundaki pespayeliğe benzer tarzda zihniyet taşıyan yurtsever kesimler de var. Bunlar da dört parça Kurdistan'ın ve dünyanın bütünlüğünü algılamaktan uzak, dedikoduya ve hüsnü zana dayalı yaklaşımlara kendilerini hapsediyorlar. Öz güç ve mücadeleyi eksene almak yerine şu ya da buna yaslanarak selamete çıkacağını sanan, esas itibarıyla özellikle TC'yi meşru gören, mutlaklaştıran ve onunla uzlaşmaya dayalı bu yaklaşımlar yanılgıdan yanılgıya savrulsalar da değişmeleri çok zor. Zira onların sanatı da naiflik adına kendini kandırmak…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.