31 Mart’a dair ilk notlar

Hasan KILIÇ Haberleri —

  • Bu seçimin en büyük galibi DEM Parti oldu. Her türlü baskı, engel ve zorluğa rağmen büyük başarı yakalandı. 2019-2024 yılları arasında çekirdek tabanı ve hinterlandındakilerle yaşadığı “temsil krizi”ni de çözmeye başladı. 

Birçok merkezde ciddi gasp girişimleri ve ihlal başvuruları olsa da 31 Mart seçimi büyük oranda tamamlandı. 31 Mart’a dair genel tablo ortaya çıktı. Almak isteyene çok sayıda mesajın olduğu seçim sonuçları üzerine derinlikli analizler yapılması gerekiyor. Siyasal tercihlerin sosyolojik dönüşümle ilişkisi, ekonominin seçimlere hangi şartlarda yansıyacağı gibi bağlamlar hakkıyla değerlendirilmeyi bekliyor. Bu yazı derinlikli analizler yapmak yerine 31 Mart’tan hemen sonra açığa çıkan birkaç hususa dikkat çekmeyi amaçlıyor.

Kazananlar kaybedenler

Öncelikle seçimin birkaç galibi ve çok sayıda mağlubu var. Galipler CHP, DEM Parti ve Yeniden Refah Partisi gibi çok farklı ideolojik-politik koordinatlara sahip partiler oldu. Kaybedenleri ise AKP ve İyi Parti oldu. Bu seçimle birlikte silinmeye yüz tutan çok sayıda parti var: Deva Partisi, Gelecek Partisi, Zafer Partisi, Memleket Partisi gibi partiler varlık-yokluk mücadelesi verecekler. MHP’yi ise değerlendirmeye bile gerek yok. Çünkü MHP artık bir siyasi parti olmaktan çıkmış, devletin temel aparatlarından biri haline gelmiştir. Devlette dümeni elinde tutmak isteyen her kaptan, MHP’lileri sırtında taşımak zorunda kalır hale gelmiştir. Nitekim tek bir miting bile yapmadan onlarca belediyeyi almanın başka bir izahı yoktur.

Yaklaşık dokuz ay önceki seçimlerden birinci parti olarak çıkan AKP’nin bu seçimde ciddi bir hezimet yaşamasının elbette çok sayıda nedeni var. Kibir, toplumdan kopma, devletli hale gelme, hikayesini kaybetme, Kürt meselesinde “çözemeyen, çözülür” diyalektiğinin işlemesi gibi ilk elden sıralayacağımız nedenlerin yanı sıra iki temel neden öne çıkıyor. İlki AKP’nin 2015 yılından beri geniş bir tabanı konsolide etmek için güvenlikçi politikalar ve söylemleri seçimlerde öne çıkaran, HDP’yi CHP’yle aynı potada gösteren, bu yönüyle de söylem üstünlüğünü ele geçiren pozisyonunu kaybetmesidir. Bunda kuşkusuz ki, DEM Parti’nin kendi adaylarını çıkarması ve yeri gelince CHP’yle sert polemiklere girmesi oldu. Bu manzarada AKP’nin güvenlikçi söylemi yeterince ikna edici olmadı. DEM Parti’nin CHP’yle iş birliğine girerek iktidarı (kimine göre faşizmi) gerileteceğini iddia eden çevrelere bundan iyi bir politik tecrübe olamazdı. AKP’nin kaybetmesinin ikinci nedeni ise her seçim öncesi emekli, memur, genç, esnaflara dağıttığı bol keseden kaynak ve “yaparsak biz yaparız” söylemini güçlendiren transferleri bu seçimde yeterince yapmamasıdır. Bu durum AKP’nin hem telafi mekanizmalarını zayıflattı hem de “biz yaparız” söylemini negatif etkiledi. Yani deyim yerindeyse ekonominin geldiği noktada AKP, acı reçeteyi yerel seçimde kendisine yazmaya karar verdi ve sonuçlarını gördü. Başka bir çıkar yolu var mıydı? Bu da tartışılır.

CHP hem DEM Parti’nin stratejisinin açtığı alandan hem de AKP’nin tercihlerinden kaynaklı açılan alandan ilerledi. Öte yandan iyi aday tercihleri yaptıkları, seçmenini zorlayan altılı masa hesaplarına girmedikleri için de olumlu neticeler aldığını söylemek gerek. CHP için zor dönem şimdi başlıyor. Uzun zamandır yönetmediği kadar geniş bir nüfusu yönetme göreviyle baş başa.

Seçimin büyük galibi DEM

Seçime girdikleri şartlarla kıyaslandığında bu seçimin en büyük galibi ise DEM Parti oldu. Her türlü baskı, engel ve zorluğa (kaçak seçmenler ve Van Büyükşehir Belediyesi’nin gasp edilmesi girişiminde görüldüğü üzere) rağmen büyük başarı yakalandı. Sadece sayısal olarak değil, 2019-2024 yılları arasında çekirdek tabanı ve hinterlandındakilerle yaşadığı “temsil krizi”ni de çözmeye başladı. Kürtlerle gündem ve duygu ortaklığını tekrar sağlamaya başladı ve DEM Parti’nin önünde de daha geniş çevrelere seslenme ve temsil krizini aşma görevi duruyor.

Seçim sonuçlarıyla birlikte birçok partinin silinmeye yüz tuttuğunu söylemiştik. Ama seçimin dikkat çeken partisi Yeniden Refah Partisi oldu. Karizmatik bir lidere sahip olmadan ve temel sorunlara ciddi çözüm önerileri getirmeden çarpıcı bir başarı kazanan Yeniden Refah Partisi çoğunlukla iktidara tepkinin somut hale geldiği adres olarak öne çıktı. Özellikle alt sınıflar ve son dönemde iktidarın rant çarklarından uzaklaştırılan, böylece kırılgan hale gelen kesimlerle kurduğu ilişkiler dikkate değer. Bu partinin kazandığı ivmenin artması için Türkiye’yi yönetecek vizyon ve kadroları öne çıkarması, rejimle ilişkisini düzenlemesi gibi kurucu sorunlarla karşı karşıya bulunuyor.

Bu seçim uzak ufukta da olsa yeni birkaç gerilimi daha belirgin hale getirdi. Bunlardan ilki iki partili sisteme geçiş ve Kürtlerin durumu gerilimidir. İkincisi de Erdoğan sonrasında ülkeyi İmamoğlu mu, Mansur Yavaş mı yönetecek gerilimidir. Bu gerilimlerin sonucu öngörülemezdir; çözümü ise siyasi mücadelenin seyrine bağlıdır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.