31 Mart son düzlük olabilir

Cafer TAR yazdı —

  • Önümüzdeki seçimler nasıl bir Türkiye ve Kurdistan’da yolumuza devam edeceğimizi belirleyecek, bu noktada hem seçime katılan politik aktörler hem de halklar çok daha dikkatli ve önümüzdeki sürece ciddi yaklaşmalıdır.

31 Mart’ta yapılacak yerel seçimin iki temel gündemi var; bunlardan ilki DEM Parti’nin Kurdistan’daki seçim performansı, ikincisi ise İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nun yeniden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilip seçilemeyeceğidir.

DEM Parti’nin, devletin Hüda Par/Hizbullah operasyonuna ve içerde Galip Ensarioğlu gibi çevrelerin ısrarla Kürtlerin özgürlük iradesini akamete uğratma, kafalarını karıştırma, onları düzene bağlama çabalarına rağmen başarılı olması sorunun bütün taraflarının her şeyi bir daha düşünmelerine neden olacaktır.

Devlet her seçimde olduğu gibi önümüzdeki yerel seçimlerde de Kürtlerin özgürlük iradesini sınıyor, dünyanın geri kalanı da bunu not ediyor. Özellikle Amed’de seçimlerden hemen önce gerçekleşen Newroz kutlamaları Kürtleri ve dostlarını umutlandırdı, düşmanlarını ise üzdü. Kuzey Kurdistan’da Kürtler Newroz’a güçlü bir katılım göstererek aslında seçimlerde de nasıl davranacaklarının işaretini vermiş oldular.

Kimsenin kuşkusu olmasın; önümüzdeki yerel seçimlerde Kürtler tercihlerini bir kez daha özgürlük ve demokrasiden yana kullanacak, “Kayyuma Hayır” diyeceklerdir.

Diğer önemli gelişme ise özellikle İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nun bir kez daha belediye başkanı seçilip seçilemeyeceği olacaktır. Bu noktada da Kürtler önemli bir politik güç olarak öne çıkıyorlar.

Seçim sürecinin bütün tarafları ısrarla Kürtlerin nasıl davranacağını merak ediyor; Kürtler bu noktada geçmişte Türkiye’de demokrasinin gelişimi açısından çok büyük fedakarlıklara katlandılar, hiçbir karşılık beklemeden hem bir önceki yerel seçimlerde hem de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan/Bahçeli faşizmine en büyük darbeyi vuran çevre oldular.

Aslına bakarsanız içinde olduğumuz seçim sürecinde de benzer bir tutumu devam ettiriyorlar; Kürtlerin genel olarak faşizme kaybettirme tutumunda bir değişiklik yok; fakat bunu yaparken kendi politik varlığını da haklı olarak daha net tanımlama ve güçlendirme çabası içerisindedirler ki, bu hem Kürtlerin kendi iç demokrasisini hem de Türkiye demokrasisini güçlendiren bir tutumdur.

Başta gelecekte sadece belediye başkanı değil politik bir figür olarak öne çıkmak isteyen Ekrem İmamoğlu olmak üzere bütün diğer politik aktörler bu gerçeği bilerek Kürtlerle onların politik temsilcileri ile daha gerçekçi, sadece kendi politik hedeflerini önceleyen değil, Kürtlerin özgürlük ve demokrasi mücadelesini ve Türkiye demokrasinin gelişimini de gözeten bir tutum içerisine girmelidirler. 

Cumhurbaşkanlığını yeniden Erdoğan’ın kazanması Türkiye’de faşizmin geriletilmesi açısından iyi bir gelişme olmadı; eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve onun çabaları ile bir araya gelen başta İYİ Parti olmak üzere bütün politik figürler tasfiye oldular.

Türkiye’de yeni bir süreç başladı; muhalefet cephesi açısından tek değişmeyen şey DEM Parti ve Kürtlerin hem politik hem de ideolojik önemi olmuştur. Bir önceki süreçte Kürtlerle ilkeli bir birlikteliğe evet diyemeyen altılı masa bütün bileşenleri ile tasfiye oldu.

Bu seçimlerde muhalefet DEM Parti gerçeğine ilkeli yaklaşamazsa başta ona önderlik eden Ekrem İmamoğlu ve yeni CHP yönetimi olmak üzere bütün muhalefet etkisiz hale gelir ve bir noktadan sonra tıpkı altılı masa gibi tasfiye olur.

Ekrem İmamoğlu gelinen noktada sadece İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığına aday değil; yerel seçimlerde başarılı olursa muhtemelen bir sonraki seçimlerde Erdoğan’ın en önemli rakibi olarak öne çıkacak.

Yok eğer kaybederse kendisinin politik kariyeri çok büyük bir yara alacaktır; fakat olası bir seçim yenilgisinin sonuçları sadece İmamoğlu’nun şahsı ile sınırlı kalmaz; Erdoğan ve çevresi hem yeniden İstanbul Büyük Şehir Belediyesini kazanmış olur, hem de kendisini politik olarak zorlayan en önemli politik figürden kurtulmuş olur.

İmamoğlu gelinen noktada Erdoğansız bir Türkiye’yi temsil ediyor; bu noktada bu seçimler oldukça önemli. Eğer seçimlerde İstanbul’da İmamoğlu tekrar Büyükşehir Belediye başkanı olarak seçilirse Erdoğan’ı seçimlerle gönderebilme umudu devam eder, aksi halde bu umut ağır bir darbe alır.

Önümüzdeki seçimler nasıl bir Türkiye ve Kurdistan’da yolumuza devam edeceğimizi belirleyecek, bu noktada hem seçime katılan politik aktörler hem de halklar çok daha dikkatli ve önümüzdeki sürece ciddi yaklaşmalıdır.

Eğer Erdoğan/Bahçeli faşizmi bir kez daha net bir seçim zaferi ile önümüzdeki seçim sürecini tamamlarlarsa, bugünden çok daha zor bir Türkiye ve Kurdistan’da yaşayacağımızı bilmekte herkes açısından fayda var.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.